
Kartal escort martı sesleri bile sanki yorgundu o akşam. Sahil boyunca uzanan taş yol, gündüz insanların neşeli adımlarını taşırken gece olduğunda yalnızca ağır hikâyelerin gölgesini taşıyordu. Yirmi bir yaşındaki Sedef, o gece yine aynı yoldan yürüyordu. Adımları yavaş, bakışları dalgındı. Rüzgâr saçlarını çekiştiriyor, üzerinden eksik olmayan soğuk sızısı bedenine işliyordu.
Sedef İstanbul’a geldiğinde tek bir hayali vardı: kendi ayakları üzerinde durmak. Aile evinden kaçması gerektiğini düşündüğü gün, geriye dönüp sert baktığında artık bir dönüş yolu olmadığını anlamıştı. Kısa süre bir tekstil atölyesinde çalışmış, ama uzun mesaileri kaldıramayıp işten çıkarılmıştı. Sonrasında para kazanmak için ne yapsa olmadı; iş bulamıyor, borçlar büyüyor, kirayı bile ödeyemez hâle geliyordu. Sonunda, kendisine “kolay para” vadiyle yaklaşan insanlar tarafından bugün içinde bulunduğu hayata itilmişti.
Sedef hiçbir zaman bu hayatı kabullenmedi. Her gece ayakları onu aynı yerlere kondom götürse de, kalbi başka bir hayatı özlüyordu. Kendine ait bir oda, düzenli bir iş, kimsenin dokunmadığı bir yalnızlık… Bunların hepsini bir hayalden ibaret sanıyordu artık.
Bu gece sahile indiğinde içi daha da ağırdı. Hava kapalıydı, sanki gökyüzü bile onunla birlikte dertleniyor gibiydi. Banklardan birine oturdu. Uzakta Kartal escort İskelesi’nin ışıkları titreşiyor, vapurların sesi dalgaların arasında kayboluyordu. Sedef dizlerini kendine çekti. “Kaç yıl oldu?” diye düşündü.
Bir yanıt yazın