
Kartal escort geceleri, bazı insanlar için denizin dingin sesinden ibaretti; ama Zehra için bambaşka bir anlam taşıyordu. Yirmi üç yaşındaki genç kadın, kaldırım taşlarına vuran sarı ışıkların altında yürürken, her adımında geçmişinin ağırlığını taşıyor gibiydi. Sokakların soğuğu ona dokunmuyordu artık; asıl üşüten şey, insanların bakışlarında saklı yargılardı.
Zehra’nın hikâyesi, çoğu insanın aklına geldiği kadar basit değildi. Hayat onu bu yola tek bir gecede sürüklememişti. Anadolu’dan İstanbul’a gelişleri, babasının işsiz kalışı, evde bitmeyen tartışmalar, ardından annesinin hastalığı… Hepsi birleşip genç kızın omuzlarına yaşından büyük yükler bindirmişti. Hayat ona seçenek sunmamıştı; o da şartların açtığı en dar koridordan yürümüş, sonunda kendini Kartal escort ara sokaklarında bulmuştu.
Her gece olduğu gibi, bu gece de adımlarını sahile doğru sürükledi. Kartal escort İskelesi’nin yanındaki banka oturdu. Denizin kokusu, yüzüne çarpan rüzgâr, onu bir anlığına da olsa bulunduğu hayattan uzaklaştırıyordu.
Zehra’nın en büyük hayali kaçmak değildi aslında; özgürce yaşayabileceği bir sabaha uyanmaktı. Ama sabahlar, onun için hep yorgun, kirli ve belirsizdi. Güneş doğduğunda diğer herkes yeni bir başlangıca hazırlanırken, Zehra sadece yorgunluğunu saklamaya çalışırdı.
İçeride çalışan orta yaşlı kadın kapıyı aralayıp ona baktı. “Üşümüşsün, gel biraz otur,” dedi. Bu cümle Zehra’nın uzun zamandır duymadığı bir şefkatti. Kadının ona uzattığı çay bardağı, belki de hayatında ilk kez yabancı birinden aldığı gerçek bir iyilikti.
Kadın, Zehra’nın hikâyesini yargılamadan dinledi. “Hayat bazen insanları yanlış yollara iter,” dedi sonunda. “Ama yol yanlış diye geri dönemeyeceğin anlamına gelmez.” Bu sözler, Zehra’nın içine yıllardır hissetmediği bir sıcaklık bıraktı.
Bir yanıt yazın