Pendik escort geceleri, gündüz kalabalığının aksine daha sessiz ama daha sert bir yüz taşırdı. Sahilden esen rüzgâr, ara sokaklara doğru dolarken, kaldırımlar kapalı esc boyunca uzanan sarı lambalar titrek bir ışık saçardı. Dila, yine o lambalardan birinin altında duruyordu. Üzerindeki ince mont, soğuğu kesmeye yetmiyor, her rüzgâr estiğinde omuzları istemsizce titriyordu.
Dila yirmi iki yaşındaydı ama yaşadığı zorluklar onu çok daha büyük göstermişti. Çocukluk yılları yoksullukla, gençlik yılları ise hayatta kalma mücadelesiyle geçmişti. Anadolu’nun küçük bir ilçesinden İstanbul’a geldiğinde tek istediği düzgün bir iş bulmak, kendi ayakları üzerinde durmaktı. Ama hayat, onun için her zaman en karmaşık yolları seçiyordu.
Şehre geldiği ilk aylarda çalıştığı tekstil atölyesinde fazla mesailer, düşük maaşlar ve bitmek bilmeyen baskılar vardı. Bir gün işten çıkarılınca kaldığı evin kapalı ateşli esc parasını bile ödeyemedi. Çaresizliği fırsat bilen biri ona “kolay para kazanmanın yolunu” gösterdi. “Kısa süre idare edersin,” demişti. Dila, o gün bugündür bu hayata sıkışmıştı.
Pendik sexi escort geceler, özellikle Doğu Mahallesi’nin ara sokaklarında daha sert geçerdi. Bazı geceler polis baskınından zor kaçmış, bazı geceler de tehlikeli insanlarla burun buruna gelmişti. Bu yüzden her adımında temkinli yürür, her gelen arabaya şüpheyle bakardı.
O gece Dila’nın içi daha da sıkıntılıydı. Sanki kötü bir şey olacakmış gibi bir his taşıyordu. Ayakkabılarının altındaki soğuk zemine baktı, sonra başını kaldırıp etrafı süzdü. Uzaktan gelen tren sesi gecenin sessizliğini deliyordu.
Bir yanıt yazın